301 sıra sayılı Kişisel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanun ile Kimi Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Kararında Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşülmesi sırasında CHP’nin en düşük emekli maaşının taban fiyat kadar olması istikametindeki önergesi AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
Önerge üzerine konuşan CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, emeklilerin açlığa mahkum edildiğini belirtti. Arık, “Daha yeni yılın birinci dakikalarında doğal gaza yüzde 25, elektrik faturalarına kademeli olarak yüzde 100’ün üzerinde artırım yapıp ‘Emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz.’ deyip, ‘En düşük emekli maaşı 2.500 lira oldu, müjde.’ diye açıklama yapmak sözün tam manasıyla adaletsizliktir, vicdansızlıktır, ayıptır. Açlık hududunun 4 bin liranın üzerinde olduğu bir ülkede en düşük emekli maaşını 2 bin 500 lira yapmak emekliyi açlığa mahkum etmek demektir. Emekli kimdir? Emekli, bu ülkenin anasıdır, babasıdır. Hiç insan anasını babasını açlığa mahkum eder mi? Etmez. İşte bu zalim iktidar ediyor, yazıklar olsun. Bugün emekli 100 gram et alamıyor, köye gidip kuzu da kesemiyor, bırakın kuzu kesmeyi tavuk bile kesemiyor, eti bayramdan bayrama güç görüyor. Emekli, domatesi kiloyla değil, taneyle alıyor. Doğal gaz faturalarının altında ezilmemek için kat kat giyiniyor. Romantizm olsun diye değil, elektrik faturaları çarpmasın diye mum ışığında oturuyor. Spor olsun diye değil, bayramlarda harçlık veremedikleri torunlarından kaçıyor. Kara kışta Halk Ekmek büfelerinde ucuz ekmek için saatlerce kuyruk bekliyor” dedi.
“627 LİRA AYLIK ALANLAR VAR”
Emekliler içinde 627 lira aylık alanların olduğunu hatırlatan Arık, “Hele bir de emekli dul ve yetimler var ki onların ortalarında 627 lira aylık alanlar var. Artık, soruyorum size: Bu fiyatla bir ay geçinilebilir mi? Bırakın bir ay geçinmeyi, doğal gaz faturasını dahi ödeyemez. Bu beşerler ısınmayacak mı, ekmek yemeyecek mi, su içmeyecek mi? Sayın milletvekilleri, emekliler de insan, emekliler de bu ülkenin vatandaşı, emeklinin de insanca yaşamaya hakkı var ve bunu sağlamak da siz bu iktidarın vazifesidir. Geliniz sayın milletvekilleri, en düşük emekli maaşını hiç şayet olmazsa minimum fiyat düzeyine çıkartalım” diye konuştu.
Arık, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“Sayın Erdoğan Memleketler arası Yatırım Tepesi’nde ‘Ülkemizde hukukta, demokraside ve iktisatta yeni bir ıslahat seferberliği başlattık.’ dedi. Ne vakit? 7 Aralık 2007’de. Hani nerede bu ıslahatlar? Hani nerede? Siz fabrikalar kurdunuz da biz mi görmedik? Üretim yapıyorsunuz da biz mi görmüyoruz? Yani ıslahat kim, siz kim. Sizin ıslahat anlayışınız babalar üzere satmaktan ibarettir. Hayırsız evlat üzere ne var ise sattınız ve yediniz, bu milletin kefen parasını bile harcadınız. Artık, el âlemden avuç açıp para dileniyorsunuz. Onlar da ‘Size para veririz ancak bir kuralla.’ diyorlar. Koşul ne? ‘Merkez Bankasına yatıracağımız paraya haciz konulmayacağına garanti verin, bu mevzuda kanun teklifi çıkartın, verelim’ diyor. Siz ne yapıyorsunuz? ‘Hayhay, derhâl, çıkartırız. Çoğunluğumuz var, buyruğunuz olur.’ diyorsunuz. Vallahi sizi bilmem fakat bu hal bu milletin bir ferdi olarak benim gücüme gidiyor, kanıma dokunuyor. Bir de kalkıp ‘Yerliyiz ve milliyiz.’ diyorsunuz. bu biçimde ulusallık yere batsın, bu biçimde yerlilik yere batsın.
Hakikaten dediğiniz üzere hukukta, demokraside, iktisatta ıslahat seferberliği başlatsaydınız, bugün emekliyi açlığa mahkûm etmeyecektiniz. Nitekim samimi olsaydınız, el âleme avuç açıp para dilenmeyecektiniz. Bu ülkenin göz bebeği kurumlarını babalar üzere yabancılara satmayacaksınız fakat kısacası samimi değilsiniz. Yalancı çoban üzeresiniz, artık size kimse inanmıyor, kimse size güvenmiyor ancak milletimiz müsterih olsun, bu harami nizamın sonu geldi. Yani hani araç garantili yol yaptınız ya, hani hasta garantili hastane de yaptınız ya, hani yolcu garantili havaalanı da yaptınız ya, hani döviz garantili mevduat da getirdiniz ya, yapılacak birinci seçimde de bu milletimiz sizi tekrar geri gelmemek üzere, geri gelmemek garantisiyle sandığa gömecek ve ‘bay bay’ diyecek; geliyor gelmekte olan.”
yatırım tavsiyesi içermez
Önerge üzerine konuşan CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, emeklilerin açlığa mahkum edildiğini belirtti. Arık, “Daha yeni yılın birinci dakikalarında doğal gaza yüzde 25, elektrik faturalarına kademeli olarak yüzde 100’ün üzerinde artırım yapıp ‘Emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz.’ deyip, ‘En düşük emekli maaşı 2.500 lira oldu, müjde.’ diye açıklama yapmak sözün tam manasıyla adaletsizliktir, vicdansızlıktır, ayıptır. Açlık hududunun 4 bin liranın üzerinde olduğu bir ülkede en düşük emekli maaşını 2 bin 500 lira yapmak emekliyi açlığa mahkum etmek demektir. Emekli kimdir? Emekli, bu ülkenin anasıdır, babasıdır. Hiç insan anasını babasını açlığa mahkum eder mi? Etmez. İşte bu zalim iktidar ediyor, yazıklar olsun. Bugün emekli 100 gram et alamıyor, köye gidip kuzu da kesemiyor, bırakın kuzu kesmeyi tavuk bile kesemiyor, eti bayramdan bayrama güç görüyor. Emekli, domatesi kiloyla değil, taneyle alıyor. Doğal gaz faturalarının altında ezilmemek için kat kat giyiniyor. Romantizm olsun diye değil, elektrik faturaları çarpmasın diye mum ışığında oturuyor. Spor olsun diye değil, bayramlarda harçlık veremedikleri torunlarından kaçıyor. Kara kışta Halk Ekmek büfelerinde ucuz ekmek için saatlerce kuyruk bekliyor” dedi.
“627 LİRA AYLIK ALANLAR VAR”
Emekliler içinde 627 lira aylık alanların olduğunu hatırlatan Arık, “Hele bir de emekli dul ve yetimler var ki onların ortalarında 627 lira aylık alanlar var. Artık, soruyorum size: Bu fiyatla bir ay geçinilebilir mi? Bırakın bir ay geçinmeyi, doğal gaz faturasını dahi ödeyemez. Bu beşerler ısınmayacak mı, ekmek yemeyecek mi, su içmeyecek mi? Sayın milletvekilleri, emekliler de insan, emekliler de bu ülkenin vatandaşı, emeklinin de insanca yaşamaya hakkı var ve bunu sağlamak da siz bu iktidarın vazifesidir. Geliniz sayın milletvekilleri, en düşük emekli maaşını hiç şayet olmazsa minimum fiyat düzeyine çıkartalım” diye konuştu.
Arık, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“Sayın Erdoğan Memleketler arası Yatırım Tepesi’nde ‘Ülkemizde hukukta, demokraside ve iktisatta yeni bir ıslahat seferberliği başlattık.’ dedi. Ne vakit? 7 Aralık 2007’de. Hani nerede bu ıslahatlar? Hani nerede? Siz fabrikalar kurdunuz da biz mi görmedik? Üretim yapıyorsunuz da biz mi görmüyoruz? Yani ıslahat kim, siz kim. Sizin ıslahat anlayışınız babalar üzere satmaktan ibarettir. Hayırsız evlat üzere ne var ise sattınız ve yediniz, bu milletin kefen parasını bile harcadınız. Artık, el âlemden avuç açıp para dileniyorsunuz. Onlar da ‘Size para veririz ancak bir kuralla.’ diyorlar. Koşul ne? ‘Merkez Bankasına yatıracağımız paraya haciz konulmayacağına garanti verin, bu mevzuda kanun teklifi çıkartın, verelim’ diyor. Siz ne yapıyorsunuz? ‘Hayhay, derhâl, çıkartırız. Çoğunluğumuz var, buyruğunuz olur.’ diyorsunuz. Vallahi sizi bilmem fakat bu hal bu milletin bir ferdi olarak benim gücüme gidiyor, kanıma dokunuyor. Bir de kalkıp ‘Yerliyiz ve milliyiz.’ diyorsunuz. bu biçimde ulusallık yere batsın, bu biçimde yerlilik yere batsın.
Hakikaten dediğiniz üzere hukukta, demokraside, iktisatta ıslahat seferberliği başlatsaydınız, bugün emekliyi açlığa mahkûm etmeyecektiniz. Nitekim samimi olsaydınız, el âleme avuç açıp para dilenmeyecektiniz. Bu ülkenin göz bebeği kurumlarını babalar üzere yabancılara satmayacaksınız fakat kısacası samimi değilsiniz. Yalancı çoban üzeresiniz, artık size kimse inanmıyor, kimse size güvenmiyor ancak milletimiz müsterih olsun, bu harami nizamın sonu geldi. Yani hani araç garantili yol yaptınız ya, hani hasta garantili hastane de yaptınız ya, hani yolcu garantili havaalanı da yaptınız ya, hani döviz garantili mevduat da getirdiniz ya, yapılacak birinci seçimde de bu milletimiz sizi tekrar geri gelmemek üzere, geri gelmemek garantisiyle sandığa gömecek ve ‘bay bay’ diyecek; geliyor gelmekte olan.”
yatırım tavsiyesi içermez